Günün Fikir Ortamı

Asrımızda başlayan, durulmasını temenni ettiğimiz bir düşünce çalkantısına şahit olunabiliyor. Onun için burada bir hususa işaret etmek gereğini duyduk. İki asrı aşan bir vakittir İslâm aleminin düşünce mekanizmasını altüst etmeye yönelik, batı kaynaklı sekülarist bir felsefe geniş alanlarda at oynatıp duruyor. Zanlara dayalı bu batılı kültürler İslâm alemindeki bazı elitlere de cazip gelmiş, dolayısıyla bir takım komplekslere düşürülmüştür.

Gerçeklerden uzakta yaşayan aydınlara göre, "İslam çağdaş dünyanın problemlerine cevap veremiyor. Bu çağda müslümanlar da yaşamaya mecbur. O halde batılı formüllere muhtacız; yoksa ilerleyen dünyada yaya kalmaya mahkûmuz. Öyle ise dini kaldırıp atamıyorsak, onu dünyamızdan ayırmalı; sosyal yaşantılarımıza yön veren bir ekol olmaktan çıkarmalıyız" demeye getiriyorlar.

Bilhassa Fransız ihtilalinden sonra Batı öyle yapmıştı ya, kiliseyi yıkmamıştı, ama idari işlerine karıştırmamıştı. İşte onun için teknolojide ilerlemişti, iddiası yaygındı. İslâm dünyası da camileri kapatmasın, hacca da istedikleri kadar nisbi müsaadeler verilsin, mevlitler okunsun, kandillerde simit de satılsın fakat içtimai yapımızı tanzim edecek müeyyidelere karışmasın; Batıda olduğu gibi idareyi vahyî veriler değil, rasyonalist beyinler yönlendirsin. Hakimiyyet hakkın değil halkın olsun, gibi öneriler zihinlere yerleştirilmiş oldu.

...

ÖNSÖZ

Kȃinatın en aziz ve en büyük yaratılmışı haber veriyor:

“Kendisi tok olup komşusu aç olan kimse hakiki mü’min değildir.” (İslȃm’da Hayat Nizamı, Mevdȗdi, s: 50).

Ve emrediliyor:

“İşçinin ücretini henüz teri kurumadan verin.” (On Kere Kırk Hadis. H. B. Çantay, s: 115).

Ve yine bildiriliyor ki:

Ebediyetleri için değil de geçici ȃlemleri için, “... çok servet toplayanlar alçaktırlar”. (Elmalılı Tefsiri, C.1, s: 944).

***

Bismillah

Yarattıklarının rızkını tekeffül ederek mü’minleri maişet endişelerinden uzak, yalnız vazifelerinden sorumlu tutan* Rabbimize hamdolsun.

Ferdî ve içtimaî vazifelerde milletin örnek olan nebilere ve son Resûl’e, âline, ashabına salât ve selam…

Kıymetli okuyucularımıza da teşekkür borçluyuz; Allah onlardan razı olsun…

*Bkz. Reçeteler, Çekmegil, s.13, Reçete: 4.

***

Kâinatın en büyük kitabında bildiriliyor: “Altını, gümüşü biriktirip de onları Allah uğrunda harcamayanlara acıklı bir azabı müjdele.” (9/34).

***

Selâm Size

Hamdolsun yaratıp yaşatanımıza; selâm olsun onun sevgili elçilerine; teşekkürler aydınlıkların aziz okuyucularına.

Muhterem okuyucu, bu kitabın ilk baskısı yapıldığı dönemlerde Türkiye’de moda olan sol-sosyalist hızlı bir hava estiriyordu. Marksist fakat analizlerini durdurup donmayan kafalar; Roger Garaudy gibi dogmaların esiri olmamış işlek beyinler, İslâmî düşünceye de kapılarını aralamış bulunuyorlardı. O günler dünyada, Türkiye’de, Malatya’da Marksist felsefeden Nebevî tebliğlere yönelen düşünenler arasında müslüman olanlar da bulunuyordu. Birkaç tanesini mes’ut bir hatıra olarak dualarımızla anar dururuz. Bu kitabın sonuna, doğruya doğru doğrulanlardan biri olarak bir hem şehrimizin İslâmiyet’e geçtiğini ilan eden bir bildirisini misal olsun diye almıştık. İnşallah okursunuz.

…

Bugün yine, marksizmden değilse bile diğer ekonomik ideolojilerden kurtuluş arayanların çoğaldığı göze çarpıyor. Vahyî önermelerden değil de felsefik çıkmazlardan çare arayanlara -karınca kararınca- bir şeyler demek gerekiyor deniliyordu. Böylece yine aranan bir kitap oldu İktisat Anlayışımız.

Bu vesileyle kitaplarımız; hassaten bu eserimiz hakkında kıymetli tanıtma yazıları yazan muhterem yazarlara teşekkür etmek fırsatı doğmuş oldu. Yüce Yaratıcı’mızdan onların mümin olarak dâr-ı bekaya gidenlerine rahmet ve mağfiretler isterken, hala imtihanlarını sürdürenlere de hayırlı başarılar ve saadetler dilerim.

Selâm Size

M. Said Çekmegil

Ocak 1994

***

İthaf

Resul sevgisiyle yüreği coşan ve bu muhabbetle Nebi beldesine koşup orada vefat edip Cennet-i Baki’ye defnedilen, din sahabetliğini mahallenin yaşlılarından öğrendiğim dedem Çekmegelizade Ahmed İlhami’ye Cennet’te kavuşmak ümidiyle...

Selam ona ve sevenlerine.

M.S.Ç.