Bilginin Gücü Kitabı
ÖNSÖZ
... İlim,
en başta,
eşyanın tabiatındaki sözlü-sözsüz ayetleri
anlamanın fazilet olduğunu bilmektir.
Bundan sonra gelen bilgiler hep bu ilmin
ışığında insanı aydınlatır. İnsan,
ancak bu ışıkla (aydın) münevverdir.
KONUYA GİRERKEN [1. Baskıda]
Eselerimizi hazırlamakta ve imtihanlarımızı kolay geçirmekte bizlere pek çok imkanlar sağlayan büyük Veli'miz ve yüce Vâli'miz olan el-Alîm Hazretlerine yaptığımız naçizane şükranlarımızın kabul buyurulmasını niyaz ediyoruz. Ondan bizlere ilmî tebliğler taşıyan seçkin elçilerine, bilhassa muazzez Ebu'l Kasım'a (s.a.v.) ve değerli arkadaşlarına bol bol selâm olsun. "İşler niyetlere göredir."
Oldukça zor bir konuya giriyoruz.
İnsanların heva ve hevesleri vardır; ama çoğunlukta bulunanlar bu arzularını fikir sanıyorlar. Fikrin bütün gücüyle çalışmasının ürünü olan içtihadî kanaatleri ilim zannettikleri gibi; arzularını fikir sananlar istiyorlar ki, adamlar eşit olsun, bilenle bilmeyen arasında fark görülmesin... Fakat düşünmüyorlar ki, yaratılışta olmayan bir eşitliği sağlamaya güçleri yetmez. Sıkışınca ihtisas aramaları (uzmanlığa yönelmeleri), ütopyalarının tutarız olduğunu anlatmıyor mu?
Yine onlar istiyorlar ki, her istedikleri olsun ve bunları arzuladıkları zaman yerine getirebilmekte hiçbir hukuk engel olmasın. Ama düşünmüyorlar ki ilah değildirler; bunu başaramazlar, başaramıyorlar işte.
…
Muhterem okuyucu! Şu elinde tuttuğunuz kitap, takriben otuz sene sürdürülen etütlerin geliştirdiği meyvelerin en yenisidir. Çeyrek asrı aşkın sevimli bir mesainin beş on ürününden biri olan bu kitabı da hazırlarken şahsen çok istifadem oldu. Tetkik ve tenkit edenlere de faydalı olması şükrümüzü artıracaktır.
Selâm size...
02/09/1980
2. Baskıda
Hamdele,
Salvele,
Besmele ile başlamak, müminlerin güzel bir örfü olmuştur. Bizler de böyle yapmaya çalışıyoruz meşru işlerimizde.
Bu kitabın nasıl meydana geldiği KONUYA GİRERKEN başlıklı ilk baskının önsözünde anlatmıştık. Lütfen okunursa, tekrara düşmüş olmayız.
Bir gazete, beş sütun üzerine bir başlık atmıştı: “Bilimde Yükseliş Devrindeyiz” deniyordu. Aynı gazetede, iki sene sonra muhterem bir bilim adamı, makalesinin başlığında soruyordu: “Bilgi Çağının Neresindeyiz?” diye.
Gerçekten de materyalizmin yangın alanına döndürdüğü şu dünyamız bilgi çağını mı yaşıyor? İlim, teknolojiden ibaret mi sayılmıştır? Bu soruya bu kitap cevap olabilir mi? İnşallah okunur.
M. Said ÇEKMEGİL
Temmuz 1996
Kitap Notları
Açıklama | Değerlendiren | Detay |
---|---|---|
Kitap Mütalaası | Begüm Kıtay | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Kadir Yılmaz | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Elif Çelik | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Derya Dayan | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Ahmet Ergin | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Nida Nur Ceylan | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Fatmanur Aydın | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Melike Can | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | İbrahim Burak Aydın | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Seher Çelik | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Esra Yıldırım | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Merve Kılıç | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Ahsen Sosan | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Ömer Muhsin | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Fatih Aydın | Görüntüle |
Kitap Mütalaası | Büşra Karaca | Görüntüle |