ÖNSÖZ

Selâm size…

Muhterem okurlarımız, sizlere sunduğumuz bu çalışma herhangi bir kişiye cevap değildir. Belki bir kitap isminin sebep olduğu bir düşünce ürünüdür. 1995 yılının ilk ayında, altı akademisyeninin hazırladığı, adı İslam Gerçeği olan bir eser yayınlamıştı. Dördüncü baskısını biz de okuduk. Kimi yerde klasik, kimi yerde modernist, kimi yerde de hümanist edalar taşıyordu. Tenkidi gerektiriyordu. Yer yer bu kritikler de yapılıyordu. Onlardan gördüklerimiz de oldu. Mesela Yeni Şafak gazetesinde Mustafa Özcan üç gün, Akit gazetesinde Ali Eren iki gün devamla kritiklerini sundular. Hele beş hafta devam eden Hüsnü Aktaş’ın çok uzun tenkidi, işin ciddiyetini gösteriyordu. Aktaş, yazısının son bölümünde: “Allahu Teala’nın (c.c) indirdiği hükümleri; zaman ve mekanı bahane ederek, ‘Kur’an Felsefesi’ gibi demagojilerin arkasına sığınarak reddeden bu öğretim üyelerinin tamamı irtidat musibetiyle baş başa kalmışlardır. Derhal tecdid-i iman ve tecdid-i nikah etmelerinde zaruret vardır” diye fetvaya geçmişti.

Prof. Dr. M. Said Şimşek ise, eserin fikri yapısında “... faydalı yerler olmakla birlikte, insan kitabın tamamında iflas etmiş bir halet-i ruhiyeyi seziyor” diyordu. Yine bir akademisyen olan Prof. Dr. Mehmet Bayraktar’ın İslam Gerçeği Kitabı Üzerine adlı, Ekim 1995’de Fecr Yayınları arasında neşredilen, ilmi ve fikri ağırlıklı bir kritik sunulmuştu. Bayraktar’ın tenkit ettiği kitap, yukarıda adı geçen, dört profesör ve iki doktorun hazırladığı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları 197 numarayla, 103 sayfa olarak yayınlanan kitaptı. Bu eserin “genel havası”nın “... Demokrasi ve laiklik, Kur’an’a dönüşün önemli desteklerinden biri olabilir” şeklinde, seküler bir eksen ima eden görüş olduğu tespit ediliyor ve “... laiklik ile İslam’ı bağdaştırmaya çalışmanın mantığı nedir?” diye soruluyordu?

Bir de, Umran dergisi yönetmeni Abdullah Yıldız Bey’in uzun bir kritiğinde şunları okuyoruz: “İslam Gerçeği adıyla yayımlanan ve bol keseden dağıtılan kitap, bazı doğruları yansıtmakla beraber, resmi politikalara İslami kılıf giydirmekten ibarettir”.

Sorulacak çok şey var. Ancak seküler, batıcı modernistlerin çoğu insanımızı şu komplesli duruma düşürmüş işte; kime ne denecek, kimi sorgulayacağız? Zamanımız ve kitabımızın hacmi de yetmez buna...

Biz bu vesileyle “Yeni Dünya Düzeni”ni sorgularken, Müslümanlığın gerçeğine de birkaç pencere açalım dedik. Durum bu... İkaz ve dualarınıza talibiz.

Selam ve Rahmet Size...

M. SAİD ÇEKMEGİL




Açıklama Değerlendiren Detay
Kitap Mütalaası Esra Yıldırım  Görüntüle
Kitap Mütalaası Ahmet Ergin  Görüntüle
Kitap Mütalaası Ahsen Sosan  Görüntüle
Kitap Mütalaası İbrahim Burak Aydın  Görüntüle
Kitap Mütalaası Nida Nur Ceylan  Görüntüle
Kitap Mütalaası Begüm Kıtay  Görüntüle
Kitap Mütalaası Fatmanur Aydın  Görüntüle
Kitap Mütalaası Ömer Muhsin  Görüntüle
Kitap Mütalaası Büşra Karaca  Görüntüle
Kitap Mütalaası Kadir Yılmaz  Görüntüle
Kitap Mütalaası Mihman Nuran  Görüntüle
Kitap Mütalaası Seher Çelik  Görüntüle
Kitap Mütalaası Derya Dayan  Görüntüle
Kitap Mütalaası Merve Kılıç  Görüntüle
Kitap Mütalaası Fatih Aydın  Görüntüle
Kitap Mütalaası Melike Can  Görüntüle