Bu gurbet ellere düştüm düşeli
Sılada validem, sana hasretim
İster deli deyin isterse veli
Seni çok özledim Ana! Hasretim

Selam alıp vermek bir lütuf oldu
Kırk yıl hatır sayan kahve kayboldu
Orda çok sevdiğim aşım bulgurdu
Tandırda kızaran nana hasretim

Kokusu yurdumun tüter burnumda
Dalarak giderim elim koynumda
Çiçekler açtı mı Anadolumda?
Keşan’a hasretim, Van’a hasretim

Üç-dört köşe bina burda her taraf
Ne evde sahanlık, ne bacada raf
Sade evime mi? Olsun itiraf:
Hamama hasretim hana hasretim

Çan sesiyle çınlar yollar izbeler
Kasvet verir bize siyah cübbeler
Gözde tüter olmuş canım kubbeler
Ezanla yükselen şana hasretim

Eşe dosta hasret, ihvana hasret
Haysiyet taşıyan düşmana hasret
Kötüye buğzeden vicdana hasret
Damarda solmamış kana hasretim

Boş yere üzülüp ağlama anam
Biraz sabret üç-beş kuruş kazanam
Öyle özledim ki sanki doyamam
Duâna hasretim sana hasretim

Ben ki yadellerde oğlun Nusret’im