...
Bunalıyor insan bu havada;
Hergün çeşit çeşit rezalet,
Her gün bir başka türlü cinayet…
Hırs için, para için,
Hayvani arzular için.
Yazıyor gazeteler, okuyoruz bunları.

Nereye bu gidiş böyle?
Ey gazilerin, şehitlerin oğlu!
Ve ey temiz sütlü anaların çocuğu!
Söyle:
Nereye bu gidiş böyle???

Baban böyle olsun diye mi kan döktü,
Anan bunlar için mi ömür çürüttü?
Allah için olsun konuş!
Yazık değil mi bu asil millete;
Görmüyor musun çöküyor için için…
Susyorsun hâlâ
Susuyorsun niçin?

Eyvah! Hâlâ mı cevap yok,
Hâlâ mı mecburuz sükûta?
<Mahşer tozarak mezara binsin,
Çarpıp küreler kırılsın, insin;
Yağsın nesi varsa kainatın
Lakin bu derin sükût dinsin!...>
Diyen Abdulhak Hamid gibi
Haykıracağı geliyor adamın.

Çıkacak yüz de kalmıyor istikbale,
Dayanılmıyor artık bu hale.
Ya bu fecaatleri durdurun,
Ya bu gazeteleri susturun!