Şimdi bitirdim (İza Vakia) suresini
Duyar gibi oluyorum sesini
Efendi baba!..
Ruhun şad oluyor mu acaba?
Bu sureyi okurken hep seni hatırlarım,
Bazen dolar dolar ağlarım..
İşte şimdi de içim öyle bir dolu
Fakat nerde, derdimi sana
İçli efendibabama
Dökmenin yolu

Ah efendibaba!
Ah efendi baba!..
Bir saat vaat etmiştin
Ne kadar da teşvik etmiştin;
Bu sureyi ezberleyeyim diye
Kalmayayım aç
Ve muhanete muhtaç olmayayım diye..

Demek evladını ölümünden sonrası
İçin de düşündün,
Allah razı olsun,
Kabrin nurla dolsun
Efendim, babam!..
Bırakdığın miras tükenmez.
Bu kusurlu evladın da üşenmez,
Emrettiğin şekilde, her gece okur bu sureyi
Ruhun rahat olsun;
Hamdolsun bu ana kadar,
—İnşallah sonuna kadar-
Şükründen acizim nimetlerin,
Tadını bile bilmem minnetlerin...

İzin verirse Rabbim
Oğlum’a
Yani, ismini bizzat koyduğun
Ve tadına doyamadığın torununa
Bırakacağım bu mirası...

Kuran-ı okumağa..
Ve namazını kılmaya..
Başladı, maşallah
Millete, memlekete,
Her şeyden evvel İslamiyet’e
Hayırlı olur inşallah.
Çünkü ben razıyım ondan
Ve sen de razı ol ki benden
Fikrimle işim bir ola
Kalbim, ALLAH’ın
RESULULLAH’ın
Ve bütün addullah’ın
Muhabbetiyle dola da;
Bana telkin ettiğin
Ve esasını öğrettiğin
Davama layık olam,
Rabbime teslim kalam
***
Her zaman şu çetin, çetin mi çetin
Davama takılır kafam!
Hâlbuki sana hasretim,
Seni görmeden kalmıştım yetim,
İzinli gelmiştim askerden:
—Köye gitti dediler,
Anam ve evdekiler
Beni böyle eğlediler

Hala köydesin
Beklerim gelmezsin,
Özlerim gelmezsin,
Ağlarım gelmezsin,
Şu günlerde rüyama dahi girmezsin?
***
Bugün emrettiğin sureyi,
Öğrettiğin gibi okudum;
Hayalini gözümde ıslanan;
Kalbimde yıkanan
Perdede buldum.
(Oku!) diyordun
Okuyordum…
Düzeltiyorsun yanlışlarımı,
Affediyorsun kusurlarımı,
Yine uyanmışsın şafaktan:
“Sakın terk-i edebten kûy-i mahbûb-ı Huda’dır bu
Nazargah-i ilahidir makam-ı Mustafa’dır bu”
Diye başlıyorsun gazele, çekiyorsun bizi ezele…
İstemiyorum! Kapanmasın bu perde!
Hülyam, gözyaşım, ilhamım…
Sen, ben, Esat, Mesut, sevgili anam, ablam…
Toplanmışız bugün bu yerde
İstemiyorum, istemiyorum! Kapanmasın bu perde
***
Affet efendibaba
Her zaman derdimizi çakersin
Şikâyet bile etmezsin,
Gözlerinde o acı yaşı görerek,
Mübarek ellerinden öperek
İlk ayrıldığımız zamanki…
Mektupların gibi:
“Gam geçer, demler geçer, sabru kanaattır hüner
“Kıymetin etmek feda beyhude kar-ı cahilan,
“Sanih’in pendi budur oğlum hakikat ehli ol;
“Bu muvakkat haneyi tamire koşmaz akilan.”
Diyorsun
Ve ne büyük dua ediyorsun,
ALLAH senden razı olsun;
“Hak mu’in olsun, zahir kılsın size PEYGAMBERİ
Gölgenizde intişar etsin cihana izz-üşan,”

Ah efendibaba!
Hakkını ödeyemedik, kadrini bilemedik…
Bizi af buyur! Bu naçiz oğlun ancak,
Her gece ruhuna
Üç ihlâs bir Fatiha
Okur.
Ve sonra uyur…

Yorumlar

Daha önce yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yazmak ister misiniz?

Yorum Yaz