İslamı Yaşamak kitabından
Ömer Muhsin tarafından
Değerlendiren: Ömer Muhsin
Tarih: Ekim – 2021
İSLAM’I YAŞAMAK
Genel itibariyle okuduğum tüm kitaplarındaki ortak nokta; İslam’ın, insanî açıdan uygunluğudur. Bahsettiği her olayda, değindiği her noktada, doğru bilgiden emin olarak ispatı ile birlikte bizlere sunan Çekmegil, İslam’ı Yaşamak kitabında da önceki kitaplarında da tekrar tekrar bahsettiği İslam’ı, detaylı olarak nasıl yaşanmalı başlığı altında bizler için toplamış.
Öncelikle karşımızda şu soru beliriveriyor; devrimiz İslam alemi, doğum sancılarının tatlı acıları içerisinde çareler arar durumda, büyük umutlara koşar haldedir. Umutlar gerçekleşir de, gereği gibi yaşama imkanları doğarsa, İslam alemi hangi manayı benimseyecektir? Kaynakların fazlalığı ve ulaşılabilir olması, yol göstericilerin var olması anında bilgilere erişebileceğimiz teknoloji ve en önemlisi Kur'ân-ı Kerim ve Resulullah’ın sünnetleriyle beraber bu mana arayışı için oldukça fazla kaynak mevcut ancak ne kadar araştırıyoruz, ne derece sorguluyoruz bu manayı benimsemek için...
İslam, doğruyu arayan herkesin dini. Dolayısıyla Müslüman dinine sahip çıkmalı, esaslarını öğrenmek zorundadır ve bunu başkalarına bildirmekle de yükümlüdür. İbadet, yalnızca bize farz kılınanları yerine getirmemiz değildir. Çalışmak da, günlük işlerimizi, ihtiyaçlarımızı gidermemiz de birer ibadettir. Allah’ın rızası doğrultusunda yapılan her şey ibadettir.
İslam’da kolaylık temel kuraldır. Allah kimseye taşıyamayacağı yükler yüklemez, dolayısıyla yapılanın ne olduğu, zorluk derecesi değildir önemli olan, değerli olan o işin sürekliliğidir. Kitapta İslam pratiğinin, maddeler halinde tespit edebildiğimiz, özü adı altında şöyle özet geçilmiş:
-İnsanoğlu fıtratının gereği, doğruyu aramakla vazifelidir. Doğruyu aramakta olan insan Müslümanlığı yaşamaya başlamıştır.
-İnsan ulaşmaya imkan vermeyen bildirilerin getirdiği sorumlulukları taşımaya mesul tutulmaz. Çünkü Allah mesul tutmamıştır. (İsra:15, Şuara:209)
-Rabbimiz Allah’tır deyip de sonra dosdoğru gidiyorsa, artık ona korku yoktur, mahzunda olmayacaktır. (Ahkaf:13, Fussilet:30)
-Müslüman aldığı bildirileri gücünün yettiğince yerine getirmekle yükümlüdür.
-Rabbimiz bizim için güçlük değil kolaylık istemiştir. Çünkü affı (kolaylığı) tutmak emredilmiştir. (Araf:199)
-Ancak delil olmaksızın helal ve haram sıfatları kullanılmaz bunun için Allah delil getirmeyenlerden hesap sorulur demiştir. (Tahrim:1)
-İnsan Müslüman ise imanını, yaratılmış her şeyin üstünde tutacaktır.
-Hayırlarda yarışmak Müslümanların şanındandır. (Müminun:61)
-Müslüman Allah’ın dini hakkında konuşurken çok dikkatli olmalıdır. Konuşacaksa ya hakkı delilleri ile birlikte konuşacak ya da susacaktır. Bizler de burada düşüncelerimizi dile getirirken savunduğumuz düşünceleri delilimiz var ise sunuyoruz. Kuran ayetlerinden söz ederken sure isimlerini de Çekmegil gibi vermeye çalışıyoruz.
-İman edenlere sözü doğru söylemek emredilmiştir. (Ahzab:70)
İslam’ı yaşamak konusu üzerine ele alınan bu kitapta her satırdan Müslümanın uyması gereken durumlarla beraber bu yaşayışı hakkı ile yerine getirmek için bizlere yol gösterici bilgiler yer almakta, Allah razı olsun.
Müslüman Allah’ın rızasına uygun yaşamalı, iyiyi-kötüyü araştırarak doğruluğundan emin olarak, anne veya babasından gördüğü için değil, delillere dayanan bilgilerle pekiştirerek vardığı sonuçlarla, Allah istediği için ve yine O’nun istediği gibi rızasına uygun yaşamalıdır. Ve yaşantısı boyunca, amellerini bilmeden değil düşünerek aradığı, bütün yaratılmışları görerek onların bir yaratanı olacağından şüphesi olmayan insan mümindir ve amellerini bilerek yapmalıdır. Kılınan namazın, tutulan orucun, yapılan Haccın, verilen zekatın mecburi ilmini bilmek her Müslümana farzdır. Bunları öğrenmeden yapılan ibadetler, benim görüşümce alışkanlığa dönüşür, taklit haline gelir. İnsan, yapacağı farzları öğrenmesi mümkün olduğu halde öğrenmeden rastgele yapıyorsa o ameli işlememiş gibi olur. Böyle taklidî bir yaşayıştan tövbe ederek ve gereklilikleri doğrultusunda Allah’ın rızasına göre araştırarak bilerek ve öğrenerek amellerimizi yerine getirmeliyiz inşallah.
Bir kimse eğer;
-Verdiği sözü yerine getirme çabası içerisinde değilse,
-Gücü yettiği ve imkanı olduğu halde, iyilikleri emir, kötülükleri yasaklamaya çalışmıyorsa,
-Kendini, ailesini ve mesul olduğu insanların iffetini korumayı gücünce prensip edinmemişse,
-Allah’ın kendisine verdiği nimetleri Allah yolunda kullanıp harcama yoluna girmiyorsa,
-Namazı ikame etmiyor, varsa zekatı vermiyorsa, namaz orucunu, haccı, sıhhatli, güçlü olduğu halde eda etmiyorsa,
-Her namazda “Yalnız sana ibadet ederiz, yalnız senden yardım isteriz” dedikleri halde, salih gördükleri veya duydukları kişilerin ölüsünden ve dirisinden mutlaka imdat eder zannıyla hikmet beklemeyi adet etmişse,
-Dünyayı ebedi saadeti için vasıta bilip, ahirette vereceği hesaptan: şu ebedi olmayan alemde çok önemli olan imtihanından habersiz, gafil bir hayat sürdürüyorsa, bu kimse inanmış da olsa fasık bir halde görüldüğü için İslam’ı yaşamaktan uzakta bulunur.
Kitapta bir sayfaya sığdırılan bu satırlar konu özetini belirgin ve anlaşılır kılan benim için oldukça açık ve anlaşılır bu cümleler İslam’ın nasıl yaşanması ve nasıl yaşanmaması konusunda bizleri aydınlatıyor.
İlmî yola girmeden, dünyacı bir kafa yapısıyla İslam’ı anlamak mümkün müdür? İlmî yolda doğru düşünerek taklit’e başvurmadan taklitçi bir yaşam sürmeden amel etmeliyiz. Eski dönemdeki bir çöküntüden bahsedilirken, bizlerin de bunun farkında olarak, sünnetullah’a uyup uymadığımız sorusunu sormamız bekleniyor.
Yaşanmak istenirse nasıl yaşanır sorusuna yüzlerce cevap bulabileceğimiz zengin içeriğiyle, ilahi kitaptan verilen ayetlerle, zaman zaman Resulullah’ın hadisleriyle, sözlerinin doğruluğundan emin olunmuş kişilerin çalışmalarından verilen alıntılarla ve kendi düşünceleriyle kitap haline gelmiş bu konferans, anlaşılmaya çalışılırsa verimli olacaktır. Yeterince vakit ayırılırsa içerikten çok faydalı anlamlar çıkarılabilir. Hayatımızda yer edinebilecek, edinmesi gereken, mahrum bırakıldığımız veyahut kendimizi mahrum bıraktığımız bilgiler için sorgulamalı, araştırmalı ve en önemlisi okumalıyız.
İslam’ı Allah’ın rızası için; O’nun istediği şekilde, hakkıyla yaşayalım inşallah.
Yorumlar
Daha önce yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yazmak ister misiniz?