Fatih Aydın tarafından

Değerlendiren: Fatih Aydın

Tarih: Ekim – 2021

İSLAM’I YAŞAMAK

  1. BÖLÜM

Müslüman araştıran, sorgulayan ve anlayan olmalıdır. Çekmegil ‘’İman Anlayışımız’’ kitabında da bu konuya ustaca değinmişti.  İnsanların, sorgulamadan, belki de farkında bile olmadan sadece bulunduğu toplumda görerek ve onlara ayak uydurarak taklitçi bir yaşam sürmesinin yanlış olduğunu anlatmıştı yazarımız.  Sonuçta Müslümanın araştırmacı olması ve ne yaptığını bilerek yaşaması gerekir.

Birinci bölümün ilk sayfalarında bu konuya ufak dokunuşlar yapan yazarımız devamında ise “Şuurlu arayıcı müminler, kendilerinden önceki bilen Müslümanları taklit değil, model etmişlerdir” şeklinde devam ettirmiştir.

İslam dininin özelliklerinden biri de kolaylık dini olmasıdır. Dinimizin bütün hükümleri fıtratımıza uygundur, güçlüklerle dolu değildir.  Tabiatımıza aykırı herhangi bir hüküm içermemektedir. Esas olan itaattir ve bu da gönül rızası ile yapılır, zorlama yoktur. Kişilerin kendi tercihleri doğrultusundadır.  İbadetlerimiz ve diğer hükümler de kolaylıklar üzerine kurulmuştur. Ve hepsi bizler için iyiliği, güzelliği, toplum refahını ve temizliği hedeflemiştir. Ve herkes gücünün yettiği şeylerden mesuldur, Allah kimseye gücünden fazlasını yüklememiştir.

“İslam’da kolaylık temel kuraldır” diyor yazarımız.  Ve devamında yaptığı ibadeti kendilerine zorlaştıranları ve ibadetinin doğruluğundan şüpheye düşen Müslümanları anlatıyor. Bunları okuyunca, aklıma namaza ilk başladığım zamanlarda yaşadıklarım geliyor. Yaptığım ibadetleri kendimce o kadar zorlaştırmış ve kendimi o stresli duruma o kadar maruz bırakmıştım ki bir süre sonra ibadetlerimde heves eksikliği yaşamıştım ne yazık ki.  

İslam dininde helal ve haram olan her şey açık bir şekilde belirtilmiştir. Buna rağmen helal olan bazı şeyleri haram diye gösterenler vardır. Bu ve benzeri davranışlar helallerin sayısını azaltarak dindeki helal sınırlarını daraltmış ve dini  yaşamayı zorlaştırmıştır.

Allah insanı iyiyi ve kötüyü seçebilecek bir şekilde yarattı ve bununla da imtihan etti. Bu imtihan sahasında kullarından kendi rızasına göre yaşamalarını istedi. Ve rızası doğrultusunda yaşayanlara işlerinde kolaylık verdi, ahlaklarını güzelleştirdi. Ama Allah rızası doğrultusunda değil de kendi nefsinin doğrultusunda yaşayanların ise işlerini zorlaştırdı ve ahlaklarını günden güne çirkinleştirdi. 

  1. BÖLÜM

Kolaya ve hazırcılığa alışmış bir toplum olarak bilmeden yaşamaya devam ediyoruz. Günlük hayatta bile sıklıkla kullandığımız birçok kelimenin anlamını bilmiyoruz ama çağrışımlar yardımıyla tahmin ediyoruz diye düşünüyorum. Peki bilmeden nasıl sağlıklı ilişkiler kurabiliriz ki? Toplumun temelinde yatan anlaşmazlık ve uyuşmazlıklarının sebeplerinden birinin de bu olduğunu düşünüyorum. Sosyal yaşantımızda bile bazı şeyleri bilmeden yaşamamız bizler için böyle sıkıntılar oluşturuyorken dinimizi bilmeden, anlamadan nasıl yaşabiliriz ki?

İnsanlar dinlerini bilmeden, anlamadan yaşıyorlar. Oysa Müslüman araştırmacı ve sorgulayıcı olmalıdır. İslam dini belirli kurallar çerçevesinde yaşanacak, kendine has sınırlara sahip bir dindir. Mesela her gün en az on yedi defa Fatiha suresini okuyoruz ama anlamını bilmiyoruz. Anlamını bilerek okuduğumuz zaman, namaz kılarken kalpten gelen bir iman ile namaza odaklanabiliriz. Anlamını ve önemini bilerek dini yaşamak bizi dine daha çok bağlar ve dinle aramızdaki duygusal bağı kuvvetlendirir.

Bize kattığı her şey için teşekkür ediyor ve Allah’tan rahmet diliyorum yazarımıza.

Yorumlar

Daha önce yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yazmak ister misiniz?

Yorum Yaz