Düşünceler Düşledim kitabından
Begüm Kıtay tarafından
Değerlendiren: Begüm Kıtay
Tarih: Aralık – 2021
DÜŞÜNCELER DÜŞLEDİM
“Düşünebilmek için yalnızlığı, düşünebildiklerimi arz etmek ve tenkide açmak için toplumu seçtim.”
Düşünmek bir insanın kendi başına yapabileceği en kalabalık iştir bana göre. Çok tanıdık hissettiren bir rahatlık ve özgürlük sunar insana; kendinle kendince konuşabilme özgürlüğü. Ben başkalarıyla az, kendiyle çok konuşan bir çocuktum. Toplumda ‘’uslu çocuk’’ olmanın akıllı olmakla eşdeğer tutulması da işimi kolaylaştırdı, ben de hamd ettim. İnsanlar bunu ‘’suskunluk’’ olarak tanımlasa da susmak, konuşma isteğini bastırmak demekti fakat benim yaptığıma susmak denemezdi çünkü kendimi konuşmaya muhtaç hissetmiyordum. Aksine benim için zor olan kısım konuşmaya mecbur hissettiğim anlardı. ‘’Sen niye konuşmuyorsun?’’ diye sorulduğunda ‘’Konuşmamı gerektirecek bir şey olmuyor ki’’ dediğimi hatırlıyorum. Büyüdükçe de durum pek değişmedi, ben yine az konuşan çok dinleyen tarafta nefes alıp veriyordum. Fakat bu sefer usluluk kavramı yerini, içe kapanıklığın sessiz tahtına bırakmıştı. İnsanlar bilmiyordu ama kafamın içi her daim en mahrem alanımı teşkil ediyordu, bu yüzden fikri bir tesettüre bürünmüş hissediyordum. Her şeyi yalnızca yazsam, yazsam, yazsam çok daha kolay olurdu benim için. Çünkü yazdıklarını özgürce silip yeniden başlama hakkı konuşurken elimizde bulunmuyordu… Bu yüzden kendimce en kestirme yolu seçtim ve az kelimeyle çok şey anlatabilme hakkımı şiirle kullandım. İçimdeki onca sesten dışarı taşanları yazdım sadece. Kıymetli yazarın dediği gibi düşünceler düşlemek için Allah’a muhatap olarak yaratılmış aklımla yetindim ve konuşmakla değil düşünmekle emrolunduğumuz için yeniden şükrettim.
“Düşünmeyen adam sloganlarla güdülür; düşünen insan yolunu seçmekte hürdür. Düşünen muhakkik olur; düşünmeyen mukallit kalır.”
Düşünebilme özgürlüğünün kimsenin tekelinde bulunmadığını ve asla engellenemeyeceğini idrak ettikten sonra bile isteye düşünmemeyi başarmak ancak üstün bir çabanın ürünü olabilir. Düşünmeyenler; hiçbir gayret sarf etmeden, ezber cümlelerle ve saf taklitle yaşamayı yaşamak sanırlar. Bu yüzden fikri kısırlık içinde yalnız kendine yetecek kadar düşünen beyinleri ele geçirmek kolay, eleştirmek zordur. Düşünememenin eksikliğini kişi kendisi hissetmese de çevresine kaçınılmaz şekilde hissettirir. Aksiyona geçirilmeyen bir fiiliyattan muzdarip olma durumu da ancak ‘’düşünmemek’’ eylemsizliğiyle mümkün olabilir zannediyorum.
“…bir evren ne içindir; biz ne içiniz? Vahiysiz bilemez. Bütün olan ve olacak olanlara reçeteler yazmak aklın gücünü aşar.”
Sebepleri anlamaya muhtaç hissettiğimiz bu dünyada, sorularımız kendi kendini var edemeyen aklımızı aşar, biz de dünyevi merdivenlerle başımızı göğe erdirmeye çalışırız. Kendi varlığımıza bir sebep bulamadığımız anda ise ya inkar ederek boşa koşturup dururuz yerkürede ya da iman ederek sığınırız merhametli ihtimallere. Bizim işimiz daima sonu gelmez bir çirkinlikle, var oluşuna her gün yeniden zulmedenlerle, kötülüğü azık edinenlerle.
“Çiçek evrenseldir; çocuğun elinde de, büyüğün elinde koku saçar. Hindu’nun ineği de evrenseldir; hiçbir ayrım yapmadan kendisini her sağanı besler. Despotun köpeği de evrenseldir; kendisinin önüne kemik atan –kafir ve mümin demeden- her insanı sahiplenir. Ya insan? İnsan öyle mi ya; o kendisi gibi inanmayanı dışlar, kendi benzerlerine ağuşunu açar da açar.”
İnsan yeri gelir yanlışa doğruca tapar, menfaati için etrafına dikenler saçar, kendinden olmayanı gizli ellerle boğar ve bir çiçeğin tevazusuna erişemeden de koparılır dünyadan. Kendimizi bu kadar bilmezken nedir bizi vazgeçilmez kılan? Sahip olduğumuzu sandıklarımız mı? Biricik yaratılışımız mı? Başarılarımız mı? Nedir nefsimize kibri fısıldayan o şey? Şeytanın nefesinden bir oda mı? İdrak yaşamayı zorlaştırır biliriz çünkü insan en çok nisyanına sığınır.
Adıyla adını yazdıran, bilmediklerimizi bildiren, rahmetiyle yaşatan, her halimizle sınayan, merhametiyle avutan, düşünmeyi emreden, düşüncesizlikten sakındıran Allah’a hamd olsun…
Yorumlar
Daha önce yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yazmak ister misiniz?